ACIKLI KÖYÜ
Acıklı Köyü ve Tarihi
Konumu
Acıklı Köyü, doğusunda Arımköseli ve
Akkuzulu, kuzeyinde Namazlı, güneyinde Demircili ve batısında da Helvacalı ile
çevrilidir. 41°12'31.6 Kuzey enlemi ile 36°46'25.4" doğu boylamında yer almaktadır. Köy, Ordu –
Samsun Karayolu üzerinde olup ilçe merkezine uzaklığı 5 km ve il merkezine
uzaklığı ise yaklaşık 41 km’dir.
Çarşamba ve çevresi 1157 - 1158
yıllarında Danişmendli müslüman Türkler tarafından fethedilmiş ve yerleşime
açılmıştır. Daha sonra Anadolu Selçuklu Devleti hâkimiyetine girmiştir. Anadolu
Selçukluları’nın zayıflamasıyla Niksar, Terme ve Çarşamba yöresi
Taceddinoğulları Beyliği tarafından yönetilmiştir. Osmanlılar 1428 yılında
Taceddinoğulları Beyliğine son verince Çarşamba Osmanlıların yönetimine
girmiştir. İlk fetihle Osmanlı hakimiyeti arasındaki yaklaşık 270 yıllık zaman
dilimi içinde yöredeki yerleşimler hakkında bilgi oldukça kısıtlı olmakla
birlikte Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde en eski ahşap Cami olma
özelliğini taşıyan ve halen ibadete açık olan Göğceli (Çarşamba) ve Şeyhhabil
Camilerinin 1200’lü yılların başında inşa edildiği bilinmektedir.
1455 yılında Acıklı Köyü
Ulaşılan
ilk yazılı kaynak olan Osmanlı Devletinin 1455 yılında yaptırdığı tahrire
(yazım) göre; o dönemde Kabile-i Ayvacuklu olarak anılan Acıklı Köyü, Arım
(Çarşamba) kazasının Cilme Bölüğü (Nahiyesi) köylerindendir. Bununla birlikte
Cilme Bölüğü’ne (Nahiyesi) bağlı diğer köyler ise; Kabile-i Karaağaç, Kabile-i
Alibeylü, Kabile-i Bacılu (Yaycılu), Karye-i Ulamışlu, Kabile-i Kavallu,
Kabile-i Hassabağce, Kabile-i Sığırtmaç, Kabile-i Akkuzulu, Kabile-i Taflu,
Kabile-i Fernek, Kabile-i Halilo (Halilli), Kabile-i Tuğrullu, Kabile-i Canlu,
Karye-i Cilima (Cilme)’dir.
1455 yılı tahrir kayıtlarına göre köyde bir
kısmı vergiden muaf 60 hane vardır. Bu da toplam nüfusun yaklaşık 280 kişi olduğunu
gösterir. Cilme Bölüğü (Nahiyesi) köylerinin toplam hane sayısı 820 olup buna
bağlı toplam nüfus da yaklaşık 4000 kişidir.
Yine
bu kayıtlara göre köyde buğday, arpa, keten, kendir, meyve yetiştirildiği
bilinmektedir.
“Ayvacık” İsmi ve Diğer Kişi İsim ve
Meslekleri
1455 yılı kayıtlarına göre o dönemde köyün
ismi ile aynı adı taşıyan Ayvacık adında bir kişi bulunmaktadır.
O dönemde köyde Ali, Eyman, Aykut, Mehmet,
Musa, Yusuf, Hatip, Güvendik, Menteşe, Osman, Hamza, Mustafa, Halil, Murat,
Beydişi, Ramazan, Akdoğan, Bayezid, İsmail, İbrahim, Ahmet, Kaya, İnce, Kasım,
Elvan, Salih, Veli, İsrail, Hasan, Kasım, Bahşayiş, Hüseyin, Hamit, Peyrev,
Mezit, Adil, Bahşi, Süleyman, Bayram, Yakub, Davut ve Ganiyüddin gibi Müslüman
Türk isimleri yer almaktadır. Bu da köyün bölgedeki ilk Türkmen köylerinden
biri olduğunu göstermektedir.
Köyde Ali adında bir demirci bulunmakta olup
Şeyh Ali, Oruç Bey Fakih, Hacı Dursun, Hacı Mehmet, Hızır Fakih, Hamza Fakih,
Şeyh Hasan Fakih ve Şeyh Bereket gibi İslama hukukunu bilen önemli
şahsiyetleriyle Gazi evladı olan dört kişi ve Ahi Said adında meslek erbabı
vardır.
Bununla
birlikte 1455 kayıtlarında Nebi Fakih adında da İmam olduğu yazmaktadır. Köyde
İmam olduğuna göre mescit de mevcuttur. Bu mescit Cuma namazlarının kılındığı
ahşap mescit olup köyün Beşikçiler Mahallesinde bulunmaktaydı. Yaklaşık 40 yıl
önce yıkılmıştır. Acıklı Köyünde, bugün Yeşil Tekke (Ülfi Tekke) diye bilinen
Abdal Murad Zaviyesinde görevli 2 zaviye-dar ve 2 zaviye hizmetçisi de mevcuttur.
1642 yılında Acıklı Köyü
1455 yazımından sonra yörede 1478, 1520 ve
1576 yıllarında da yazım yapılmıştır. Ancak bu yazımlara ulaşamadık. 1642
tarihinde yapılan tahrire göre köyün adı artık
Kariye-i Acıklu olup Canik Sancağı Arım kazasına bağlıdır. Çevresindeki
bazı köylerin ismi değiştirilmiş ya da ortadan kalkmıştır. Örneğin Kabile-i
Halilo, Karye-i Ulamışlu, Kabile-i
Kavallu ve Kabile-i Tuğrullu gibi köylerden artık söz edilmiyor. Bunun yanında
Sendellü Nam-ı Diğer Yaycılu, Yaşıllu, Yavullu, Şeyh Habil, Tepecik, Kuşdoğan,
Namazlu, Göğcelü, Sadıklu, Helvacalu, Himmetlü, Donurlu, Kuşculu Hacı Bayram,
Yeminlü, Demircilü gibi yeni köyler kurulduğunu görüyoruz.
Bunlardan
sonradan ortaya çıkan Göğcelü’nün bugün Canlı ve Demircili köyleri hudutlarında
olduğu, Sadıklu’nun önceki Halilo köyünün yeni ismi olduğu, bugün ise
Arımköseli diye bilinen köy olduğu kanaati ağır basmaktadır. Bu kanaate varma
sebebimiz 1455 tahririnde Halilo ya da Halilli denilen köyde de Abdal Murad
(Yeşil (Ülfi) Tekke) zaviyesi zaviyedarlarının bulunmasıdır. Önceden Tuğrullu denilen köyün sonradan
Donurlu’ya dönüştüğü, Yeminlü’nün Yamanlı’ya dönüştüğü kanaati de aynı şekilde
ağır basmaktadır. Ulamışlu ve Kavallu köylerinin yeni adlarının ne olduğu
konusunda kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Kendir Ocaklığı da
olan bu köyler Osmanlı tersanelerine kendir üretmektedirler.
1642 yılında Köydeki Bazı İsim ve
Meslekler
1642
yılında Acıklı Köyünde, Yahya b. Latif el Müderris, Osman Efendi b. Musa Kadı,
Abdülbaki b. Abdürrahim El Mülazım, Mehmet b. Ahmet İmam, Şaban b. Zeynel İmam
gibi askeri haneler mevcuttur. Köyde 14 hane mevcut olup toplam 24 nefer
vardır. 6 askeri, 4 yetişkin bekar erkek mevcuttur.
Acıklı Köyü Nüfusu
1642 yılındaki hane sayısına bakıldığında
toplam nüfusu yaklaşık 100 kişidir. Nüfus 1455 yılında 260-300 arasında iken
1642 yılında nüfusun 100 kişiye düşmesi çevrede yeni ortaya çıkan köylerden Namazlu
ve Helvacalu köylerinin Acıklı Köyünden ayrılarak kurulan köyler olduğunu akla
getirdiği gibi Celali isyanları ve salgın hastalıkların da bunda etkili olduğu
düşünülmektedir.
1642 yılındaki Canik Sancağı Avarız
Defterleri kayıtlarında 1455 yılındaki köydeki kişi isimlerinden çoğunun artık
kullanılmadığı görülmektedir. 1642 yılındaki kayıtlarda kişi isimleri, Yahya,
Latif, Osman, Musa, Abdülbaki, Abdürrahim, Mehmet, Ahmet, Şaban, Zeynel,
Mustafa, Ömer, İbrahim, Ramazan, Süleyman, Teberrük, İsa, İlyas, Muslu, Recep,
Himmet, Ali ve Zekeriya’dır.
1642 yılı Canik Sancağı Avarız
Defterlerinden sonra kullanılan kaynak, II. Mahmut döneminde asker ve vergi
verecek kişileri belirlemek için yaptırılan sayıma ait 1834 yılı Nüfus
Defteridir. 1834 yılı Nüfus Defterine göre Acıklı Köyünde, 18 hane içinde
12’si yaşlı, 8’i genç, 30’u çocuk ve iş göremez erkek nüfus bulunmaktadır. Erkek
nüfusa baktığımızda köyde yaklaşık 100 kişilik bir nüfus olduğu
anlaşılmaktadır. 1642 yılından 1834 yılına kadarki 192 yıllık süreçte herhangi
bir artış göstermemiştir.
Aşağıdaki tabloda 1455 ile 2012 yılları
arasında Acıklı Köyünün Nüfus grafiği gösterilmektedir. 1455 ve 1642 yıllarında
herhangi bir nüfus sayımı olmadığı için ilgili nüfus hesaplanırken o
dönemlerdeki hane sayısının 4,5 ve 5 katının ortalaması alınarak
hesaplanmıştır. 1834, 1843 ve 1845 yıllarında da sadece erkek nüfus sayımı
yapıldığından ilgili nüfus hesaplanırken erkek nüfusun 2 katı alınarak
hesaplanmıştır.
1834 Yılı Nüfus Defterine Göre
Köydeki Erkek Nüfusu
Osmanlı
İmparatorluğundaki tahrir ve nüfus sayımlarının asıl amacının asker ve vergi mükelleflerinin
tespiti olduğundan dolayı kayıt esnasında nüfus sagir (yaşı küçük olan), tüvana
(güçlü, kuvvetli), müsinn (yaşlı), herhangi bir nedenden dolayı askerliğe elverişli
olmayanlarda amelmande (iş görmez) olarak gruplandırılmıştır. 13 Yaşına kadar
kişiler çocuk kabul edilmekte, 13- 42 yaş arası tüvana sınıfına girmektedir. Bununla
birlikte bazı kayıtlarda 12 yaşındakiler de tüvana olarak kaydedilmiştir.
42 ve üstü ise yaşlı statüsüne girmektedir. 1834 yılı Nüfus Defterine göre
köydeki erkek nüfusu aşağıdaki gibi olup 1834 yılında Acıklı Köyünde 50 kişilik
erkek nüfusun 29’u sagir (yaşı küçük olan), 8’i tüvana (güçlü, kuvvetli) ve
13’ü de amelmande (iş görmez) sınıfına girmektedir.
1-Paşa Mıçı Oğlu Ali-50 (1784 doğumlu
olup, Başağagil olarak bilinen ve günümüzde Parlak soyadını taşıyan ailenin
atalarıdır. Çarşamba’da tanınan Mühendis Ersin Parlak bu soydan gelmektedir. Mıçı
Mustafa isminin kısaltılmış halidir.)
2-Karındaşı Osman-30 (1804 doğumlu olup,
Pekşen soyadını taşıyan ailenin atasıdır.)
3-Diğer Karındaşı Abdullah-10 (1824
doğumlu olup Temiz soyadını taşıyan ailenin atasıdır.)
4-Diğer Karındaşı Mustafa-8 (1826 doğumlu)
5-Diğer Karındaşı Said-5 (1829 doğumlu
olup bu aileden gelenler Saidağagil diye bilinir.)
6-Diğer Karındaşı Vahid-4 (1830 doğumlu
olup bu aileden gelenler Vahidağagil diye bilinir ve bugünkü soyadları
Temiz’dir.)
7-Diğer Karındaşı İbrahim-7 (1827 doğumlu
olup Topal İbrahim diye bilinir. Oğlu Kır Ali’den dolayı aile Kıraligil diye de
bilinir. Başer soyadını taşıyan ailenin atalarıdır.)
8-Diğer Karındaşı Ahmet-6 (1828 doğumlu)
9-Diğer Karındaşı Hüseyin-9 (1825 doğumlu)
10-Diğer Karındaşı İsmail-3 (1831 doğumlu
olup Başer soyadını taşıyan ailenin atalarıdır.
11-Oğlu Salih-5 (1829 doğumlu olup Paşa
Mıçı oğlu Ali’nin oğludur. Baş Ağa olarak bilinir. Anlatılardan keçe saçlı
olduğu bilinir. Parlak soyadını taşıyan ailenin atalarıdır. Çarşamba
esnaflarından ayakkabıcı İhsan Parlak bu soydan gelmektedir.)
12-Osman'ın oğlu İdris-3 (1831 doğumlu)
13-Diğer oğlu Mümin-2 (1832 doğumlu)
14-Diğer oğlu Emin-1 (1833 doğumlu olup
Emin Ağa diye bilinir. Paşa Mıçı oğlu Ali’nin kardeşi Osman’ın oğlu’dur. Pekşen
soyadını taşıyan ailenin atasıdır.)
Hane
2
15-Yusuf oğlu Osman-25 (1809 doğumlu)
16-Oğlu Ahmet-1 (1833 doğumlu olup Hane
1’deki Paşa Mıçı (Paşamcı) oğulları ile akraba oldukları ya da aynı soydan
geldikleri ve Koçer soyadını taşıyan ailenin atası olduğu bilinmektedir.)
Hane
3
17-Molla Derviş oğlu Hüseyin-48 (1786
doğumlu olup İlhan soyadını taşıyan ailelerin atasıdır. Önceden Paşa Mıçıoğlu /
Emin Ağa mevkisinde ikamet ederlerken daha sonra köyde bugünkü mevkilerine
taşınmışlardır.)
18-Oğlu Abdullah-3 (1831 doğumlu)
Hane
4
19-Karakaş oğlu Emrullah-35 (1799 doğumlu)
20-Karındaşı Muhammed-3 (1831 doğumlu olup
Hacıismailgil diye bilinir. Karatay soyadını taşıyan ailelerin atasıdır.
Hüseyin Karatay bu soydan gelmektedir.)
Hane
5
21-Hüdaverdi-70 (1764 doğumlu)
22-Oğlu Süleyman-15 (1819 doğumlu)
23-Diğer oğlu Ali Osman-9 (1825 doğumlu)
24-Diğer oğlu İdris-5 (1829 doğumlu)
25-Soylu oğlu Salih-75 (1759 doğumlu)
26-Oğlu Mehmet-7 (1827 doğumlu)
27-Karındaşı İsmail-6 (1828 doğumlu)
Hane
7
28-Soylu oğlu Ahmet-50 (1784 doğumlu)
29-Oğlu Hüseyin-6 (1828 doğumlu)
Hane
8
30-Karındaşı Hacı Mustafa-45 (1789
doğumlu)
(6, 7 ve 8 numaralı haneler aynı soydan
gelip köyde Soylaklar olarak bilinir. Yılmaz, Yiğit ve Çakır soyadını taşıyan
ailelerin atasıdır.)
Hane
9
31-Baki oğlu Muhammed-35 (1899 doğumlu)
32-Oğlu Hüseyin-3 (1831 doğumlu)
Hane
10
33-Köseoğlu Kasap-65 (1769 doğumlu olup
Bedir soyadını taşıyan ailelerin atasıdır.)
34-Oğlu Ahmet-35 (1799 doğumlu)
35-Diğeroğlu Ali-8 (1826 doğumlu)
Hane
11
36-Baki Osman-45 (1789 doğumlu)
Hane
12
37-Sarı Muhammed oğlu Hasan-35 (1799 doğumlu)
Hane
13
38-Seperoğlu’nun torunu Muhammed-15 (1819
doğumlu)
39-Karındaşı Ahmet-2 (1832 doğumlu)
Hane
14
40-Bekir Efendi oğlu Abdullah-50 (1784
doğumlu olup köyün ilk muhtarıdır. Bekir Efendinin mezarı Göğceli Mezarlığında
olup mezar taşında evliya olduğu yazmaktadır.)
Hane
15
41-Akçaylı Ömer-45 (1789 doğumlu olup
Terme ilçesinin doğusundaki Akçay Nahiyesinden Acıklı Köyüne göç ettiklerinden
dolayı Akçaylı lakabını taşımaktadırlar. Akçay soyadını taşıyan ailelerin
atasıdır.)
42-Oğlu Ali-6 (1828 doğumlu)
43-Diğer oğlu Osman-4 (1830 doğumlu)
Hane
16
44-Kara Ahmet oğlu Ahmet-46 (1788 doğumlu)
45-Oğlu Ali-3 (1831 doğumlu)
Hane
17
46-Hatip oğlu Ömer Efendi-55 (1779
doğumlu)
47-Oğlu Ömer-4 (1830 doğumlu)
48-Diğer oğlu Osman-2 (1832 doğumlu)
49-Diğer oğlu Ali-1 (1833 doğumlu)
Hane
18
50-Hatip oğlu Molla Ahmet-61 (1773
doğumlu)
1837
tarihli Muhtar ve İmam listesine bakıldığında Acıklı Köyü’nün ilk muhtarı Bekir
Efendi oğlu Abdullah’tır. Köyün İmamı ise Hacı Yakub Efendidir. 1834 yılı
Nüfus Defterinde Acıklı Köyü’nün sınırında bulunan Köseli Köyü’nün ortaya
çıktığı görülmektedir.
93 Harbi ve 1. Dünya Savaşı Sonrası
Köydeki Durum
Köydeki ileri gelenlerin ve o dönemleri
yaşayanların anlatılarına göre, 93 Harbi olarak bilinen Osmanlı Rus Savaşı, 1.
Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşına katılanlar olduğu ancak savaşa katılan
askerlerin bir kısmından ilgili savaşlar sonrası bir daha haber alınamadığından
akıbetleri hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. O zamanı yaşamış
olanlar karalısı gelmedi* (öldüğü ya
da şehit olduğuna dair kara haberi gelmedi anlamında) derlerdi.
Köyün
ileri gelenlerinden, 1834 yılı Nüfus Defteri kayıtlarında da belirtilen Paşa
Mıçı oğlu Osman’ın (1804 d.) oğlu Emin’in (1833 d.) oğlu Molla Osman’ın oğlu
Nuri Pekşen’in anlatılarına göre kendisinin ağabeylerinden birinin Erzincan
Küçük Zabit Mektebinde okurken şehit olduğu, diğer bir ağabeyinin de Medine Tren İstasyonunda askerlik
yaparken şehit olduğu bilinmektedir. Bunlardan birinin adı Hafız Tevfik’dir.
Ancak resmi kayıtlarda bu bilgi yoktur. Harun ismindeki diğer ağabeyi de 1.
Dünya Savaşı sırasında Rus esaretine düştüğü, akabinde Rusya ve Japonya
arasındaki savaş sırasında da Osmanlıların müttefiki olan Japonya'ya daha sonra
da Almanya'ya geçtiği ve savaş bittikten
sonra köye döndüğü bilinmektedir.
Köyün Bağlı Olduğu Sancak / Şehirler
Acıklı
Köyü, Osmanlı yönetimine ilk girdiği yıllarda Amasya'daki Şehzade Sancağına
bağlı Arım (Çarşamba) Kazası Cilme Nahiyesine bağlı köyü iken sonradan Rum
(Sivas) Vilayeti Canik (Samsun) Sancağı Arım (Çarşamba) Kazasına bağlı bir
köyüdür. 1800’lü yıllarının başında ise fiilen 1847 yılından itibaren resmi
olarak Trabzon Vilayeti Canik (Samsun) Sancağı Çarşamba kazasına bağlı bir
köydür. Buradan da anlaşılacağı üzere Arım Kazasının ismi 1847 yılı itibariyle
Çarşamba Kazası olarak anılmaya başlanmıştır. Köy, 1923 yılında Samsun Vilayet
olunca Samsun ili Çarşamba ilçesine bağlı köyü, 6360 sayılı kanuna göre de 2014
yılında Samsun Büyükşehir Belediyesi ilçesi Çarşamba Belediyesi’ne bağlı
mahalleye dönüştürülmüştür.
Safa TEMİZ
16.12.2017